Adem-i Merkeziyetçilik Arapça "merkezin yokluğu" anlamına gelmektedir. Prens Sabahattin tarafından ortaya atılan bu kavram, federal sistemi ve liberal ekonomiyi savunur; eyalet sistemine benzemektedir. Tek sistemden yönetmek yerine, herkesin kendi bölgesini yönetmesi anlayışı savunulur.
Fikir Akımının Ortaya Çıkma Nedenleri:
Fransız İhtilali ile ortaya çıkmaya başlayan kopmaların önüne özerklik vermeden geçmek.
Bürokrasiyi hızlandırmak.
Hiçbir zaman devlette politika haline gelemeyen tek fikir akımı olan Adem-i Merkeziyetçilik, günümüzde pek çok ülkede katı merkeziyetçiliğin yerini almaya başlamaktadır. Ülkemizde henüz kullanılmayan bu sistem, zamanında Vali Recep Yazıcıoğlu tarafından savunulmaktaydı. Yazıcıoğlu'na göre Türkiye'deki bürokrasi hastalığını çözebilecek tek şans adem-i merkeziyetçiliktir. Ona göre merkezi yönetimin tek başına her şeyi yönetmesi, bürokrasiyi yavaşlatmakta ve halkın refahını düşürmektedir. Yazıcıoğlu buna "bürokrasi hastalığı" diyordu.
Adem-i Merkeziyetçilik, Türkiye'deki bürokrasi hastalığına tek çözümdür. PKK sorunu gibi pek çok soruna çözüm olabilecek bu sistem sayesinde, temsil ve yerel katılım hakkı kazanan ayrılıkçılar biraz da olsa devlete bağlanabilir. Unutmayalım ki bu sorun, vura vura değil, el uzatarak bitecektir.
Adem-i merkeziyetçilik, kısaca "sorumluluğu sorumluya yüklemektedir." Üniversite, üniversitelilerin sorumluluğunda; ev ise ev halkının sorumluluğundadır. Adem-i merkeziyetçilik ile birlikte artık atanmış rektörler yerine seçilmiş rektörleri yeniden görevde görebiliriz. Bu sistem, liyakat sahiplerini öne çıkaracak; liyakatsiz, öne çıkmışları ise hak ettikleri yere götürecektir.